Bir gezi notları yazımıza daha geldik, umarım ki beğenirsiniz. Şimdi karşınızda Edirne. Ben geçmiş dönem içinde Trakya Üniversitesinde okudum ama biz Tekirdağ grubundaydık o yüzden Edirne'yi çok ama çok iyi bilmiyorum, son gidişimle birlikte 5. ziyaretim oldu Edirne'ye. Edirne'nin özelliklerini, güzelliklerini yazmakla, saymakla biter mi bilmiyorum ama elim yettiğince, dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım. Bir eksiğimiz olursa sizler tamamlarsınız. Yazıma; 'Trakya'nın incisi,gönüllerin birincisi,Mimar Sinan şaheseri, Osmanlı Başkenti, Serhad şehri Edirne' diye bir başlık attım, bu başlık aslında Edirne aşığı bir dostumuza ait, bu yazıda kendisinin bana epeyce yardımı oldu. O yüzden öncelikle kendisine bir teşekkür etmek istiyorum.
Bizde bir tabir vardır, 'hanlarıyla,hamamlarıyla,camii ve saraylarıyla buram buram tarih kokuyor' diye işte bu şehir tam anlamıyla böyle bir yer. Adım başı tarih... Edirne için söze başlamanın ilk durağı kesinlikle Selimiye Camii Şerif'i olmalı. Osmanlı Devleti başkenti olma şerefine nail olan bu şehre, Sultan II. Selim'in emriyle ustalar ustası Mimar Sinan tarafından inşaa edilen camii şerif bu ülke toprakları içinde görülesi en ihtişamlı ve tarihi yapıların da başında geliyor. Osmanlı Devleti önemli gördüğü şehirler için hiç ayrım yapmamış, bakarsanız, Bursa'nın tam ortasında bir camii vardır, Ulu camii, şehir camii etrafına inşaa edilmiştir, çünkü hanlar, hamamlar, kervansaraylar, aynı merkez içindedir. İstanbul'a bakalım, tam ortasında Sultanahmet camii'si vardır, kapalı çarşılar, saraylar, o zaman ki şehir merkezi yine aynı yerdedir. Bu özellikleri Bağdat, Şam, İskenderiye gibi Osmanlı kentlerinde de görmek mümkün. Aynı Edirne gibi.
Bence Edirne ülkemiz üzerindeki gezilesi, görülesi ve gidilesi yerlerin başında geliyor ki eğer gitmek kısmet olursa gittiğinizde oradaki turist miktarını görünce bunu daha iyi anlarsınız.. :)
Şimdi gelelim Edirne'de ne yapılır ne edilir, ne yenilir ne içilir bölümümüze;
1- Öncelikle gezimizin başlama noktası yukardada belirttiğim gibi, Selimiye Camii Şerifi olmalı. Bu mekanın tarihi baya meşhur olan müezzininden dinlenebilir, orta mimberdeki ters lale figürü, ikinci kattaki imam (sultan) mahfili, camii iç akustiği, hakkındaki söylenceler bence kesinlikle dinlenmeli. Camii ziyareti çıkısında, bu külliyenin, çarşısı pazarı (arasta çarşısı), behçesi ve muhteviyatı dolaşılmalı.
2- Arasta çarsısı yada diğer kapalı (Ali Paşa )çarşılara girdiğinizde dikkatinizi çekeçek nesnelerin başında bence rengarenk meyve sabunları geliyor. Bu sabunlar bildiğimiz sabun ama meyse şeklinde yapılıyorlar ve artık bu bölgeyle özdeşleşmiş ve en başta gelen hediyelik eşyalarından biri olmuş. Alınması, eşe dosta hediye edilmesi tevsiye edilir.. Tane fiyatları 1-2tl arasında değişiyor, 5-10 aralığında da sepet sepet meyve sabunları bulmak mümkün.
Artı olarak Selimiye çevresinde bir çok tarihi camii, han, hamam kervansaray, halihazırda mevcut ve kullanılabilir durumda. Buralar adım adım yürüyerek gezilebilecek yakınlıkta.
3- Şimdi gelelim Meriç bölümüne; Meriç nehri görüp görebileceğiniz doğal güzelliklerin başında geliyor, Kıyısındaki çay bahçeleri, üzerindeki tarihi köprüsü gezilip görülmeye değer. Meriç köprüsünün diğer tarafına geçtikten sonra artık kendinizi avrupayı görmüş sayabilirisniz :)
Şimdi aşağıda köprünün tam ortasına geldiğinizde bir mahfil var, orada durduğunuzu ve bu köprü üstünden şimdiye kadar geçen insanların kimler olduğunu, bu köprünün ve nehrin nelere, kimlere tanık olduğunu bir düşünsenize, Osmanlı padişahları, sultanları, Ülkemizi kuran devlet büyüklerimiz, balkan ve dünya savaşları, hayal etmek bile çok güç, ama böyle bir zevk yok...
Bu bölümden geçtikten sonra, Karaağaç bölgesine geliyorsunuz, ve burada Trakya Üniversitesi rektörlüğü var, rektörlük binası ve bahçe içindeki Lozan Anıtları görülesi tarihi değerler.
4- Şimdi buradan tekrardan merkeze doğru geri dönelim, ama bu sefer ki adresimiz Selimiye değil, Sultan Bayezid külliyesi nam'ı diğer Darü'ş Şifa. Burası dönemin ilk ve en iyi hastanelerinden biri olmasının yanında Tıp Fakültesi hizmeti de vermiş. Ve o zaman yapılan tıbbi uygulamalar, Sağlık müzesi adı altında, mumdan heykeller aracılığıyla sanki gerçekmiş gibi anlatılıyor. O devirde Musikinin tedavi amaçlı kullanılmasından, en önemli ameliyatlara kadar neyin ne şekilde yapıldığını çok gerçekçi bir şekilde anlatıyor bu heykeller... Buraya giriş ücretli; ögrenci 1 tl, tam 5 tl.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder