en lezzetli ızgara balık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
en lezzetli ızgara balık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2010 Perşembe

İhlas Kuzuluk Kaplicalari ve Dereagzi Alabalik Tesisleri

Bundan çok zaman önce bloguma 'hem sağlık hem tatil mekanları; kaplıcalar' başlığı altında bir yazı yazmıştım. O yazım içerisinde benim geçmiş dönemde gitmiş olduğum kaplıca tesisleri hakkında kısa kısa bilgiler vardı ve onlardan biri de İhlas Kuzuluk Kaplıca Tesisleriydi.

..
Yazı içinde;
'Şimdi gelelim kuzuluk’a. İhlas firmasının burada da bir kaplıca tesisi var. Apart otel olarak hizmet veren kaplıcanın içinde mevcut birde oteli bulunmakta, küçük birde havuzu var.Burası bir toplu konut sitesi şeklinde tasarlanmış, bel ki 1000 den fazla daire vardır. İstanbul,Sakarya,Ankara,Bursa gibi illere yakınlığından dolayı yaz- kış doludur.Bununla birlikte burada ki oda olarak tabir edebileceğimiz yerler mevcut birer daire şeklinde,içinde çatalına kadar her şey var ve fiyatları da gayet uygundur ki bu fiyatlar yatak başı değil 6kişilik daire başı fiyatlardır. Yazın pek çekilmez çünkü kuzuluk bir ova, çok sıcak oluyor. Ama kışın tadından yenmez.Çok güzel bir çarşısı vardır ve çevrede ki alabalık tesislerinde Türkiye’nin en lezzetli balıklarını yiyebilirsiniz.
' demişim kuzuluk kaplıcaları ile ilgili olarak. Geçtiğimiz ara tatilde buraya bir kez daha gitme fırsatı elde ettik. Artık İstanbul'a yakın olduğu için mi, biz alıştık diye mi bilmiyorum ama herhal 15. gidişimiz oldu. :) Artık tesis eskimiş durumda, evler/daireler yavaş yavaş miladını doldurmuş durumda. Ama yanlış hatırlamıyorsam ilk olarak 95 yılında gitmiştik, o günden bugüne çevresi her seferinde biraz daha gelişiyor. Eğer yolunuz düşerse, ne bileyim Ankara'dan filan dönerken vaktiniz varsa ben burayı size tavsiye ederim. Otoyol üzerinden ayrılıp 20-25 km kadar yol gidip hiç olmadı bir alabalık ziyafeti çekebilirsiniz kendinize. :)

..

Bu sefer ki tatilimize köy pazarı damgasını vurdu diyebilirim. Ne var ne yoksa aldım buradan. Tereyağı, peynir, süt, yumurta, mısır unu, köy ekmeği hatta köy tavuğu bile... :) Bu gördüğünüz tereyağ ve peynirler (abhaz ve çerkez peynirleri) şiddetle tavsiye edilir. Aşağıda da koca tabak eritme peyniri göreceksiniz. :)

Ben size diyeyim mi, bizim marketlerden aldığımız şeyler tavuksa bu fotoğrafta gördüğünüz şeyler başka bir şey. :) Ben küçükken hatırlarım kasaplardan tavuk aldığımız zaman içinden çiğerleri filan çıkardı ama şimdi biz tavukların neredeyse posasını alıyoruz. :( Ama ileride tavuk besleme kararı almamın yegane sebebi yukarda fotoğrafta gördüğünüz tavukların birinin tadına bakma fırsatı elde etmemdir, bu böyle biline :)


Şimdi gelelim mekan reklamımıza :) Aman ha yanlış anlamayın ben tamamen gönüllü olarak yazıyorum bunları buraya, Dereağzı Alabalık tesislerinin bundan haberi bile yok. Burası geçen sene gittiğimde bir kır lokantası şeklindeydi ama abiler 1 sene yememiş içmemiş çalışmış ya da onca yıldır kazandıkları paranın hepsini bir anda buraya yatırmış olmalı ki süper bir tesis kurmuşlar. Ama ben kendi adıma konuşmalıyım ki eski mekanın tadı bende ayrıydı. Belki yemeklerin hepsinin tadı aynı, çalışanlar aynı, ustalar aynı ama bizim gibi İstanbul'dan ya da benzeri yerlerden gelen adamları ben olsam düğün salonu gibi bir mekana sokmazdım. Neyse ki yediğim yemeklerin lezzeti bu küçük kusuru bana görmezden getirtti. :)

..

Şimdik gelelim fasulyenin ay pardon mıhlamanın/muhlamanın, eritme peynirin ve alabalığın faydalarına. :) Şimdi bizim serde karadenizlilik var, balığı yapmasını da yemesini de severiz. :) Daha önce burada çipura ızgara tarifi vermiştim, sonrasında diğer blogumda fırında hamsi buğlama tarifi verdim. Yani anlayınız ki burada yediğim balığın tadını size tavsiye ediyorsam gerçekten güzeldir. :) Ama bilinmeli ki burası da bir karadeniz bölgesi ve çevrede yaşayanların çoğu toprağım benim. O yüzden burada yemek yiyecekseniz sofraya ilk önce muhlama/mıhlama söyleyeceksiniz. Diğer yandan bu bölgede abhazlar ve çerkezler var ve onlar enfes peynirler yapıyorlar, o peynirlerden yapılmış koca tabak bir peynir eritmesi yemeğe başlamadan önce iyi gider.

..

Yukarıda yemeğe başlamadan önce diyorum çünkü yemek olarak alabalık yiyeceğiz :) İster kızartma, ızgara ya da kiremitte alabalığın tadına bakabilirsiniz.
Ayrıeten bu bölgede ne yapılır diye sorarsanız eğer yolunuz kuzuluk'a düşer ve buralarda konaklarsanız, hava güzelse, dokurcun, mudurnu taraflarına gidilebilir, sülüklü göl'e gidilebilir ya da hatta abartırsanız Sapanca gölü kıyısına ya da Bolu, Düzce taraflarına gidilip gelinebilir.
Neyse bana şimdilik müsade umarım yazıyı beğenirsiniz. Gidenler, gelenler, görenler olursa bu yazdıklarım hakkında ki fikirlerini her zaman beklerim. Bir de Dereağzı alabalık tesisleri bi daha ki geldiğim zaman size soracağım bakalım yazıyı okudunuz mu, okumadınız mı, okumadıysanız bilin ki dilimden çekeceğiniz var. Haydin size de hayırlı ve bereketli işler. :)

22 Ekim 2009 Perşembe

Beykoz'da balık keyfine ne dersiniz?

Beykoz İstanbul'un Anadolu yakasında ki en güzel ilçelerinden biri. Şirin mi şirin, güzel mi güzel bir sahil ilçesi hatta. O yüzdendir ki, nice şairlere, yazarlara, devlet adamlarına ve ya ülke zenginlerine ev sahipliği yapmış ve yapmaktadır. Benim içinde İstanbul içinde en sevdiğim mekanlardan biridir. Hala İstanbul'un tüm güzelliğini görebilirsiniz burada. Geçtiğimiz zaman içinde babam Beykoz'da bir balıkçı keşfettiğini oraya gidip balık yiyebileceğimizi söyledi. Biz de tabi balıklama atladık, bindik arabaya Beykoz'a doğru gidiyoruz, şimdi hepimizde bir umut, bir restaurant bekliyoruz, işte Beykoz korusunun oraya indik, ya baba yine mi beykoz korusuna gideceğiz derken babam koruyu azcık geçti ve arabayı sahile parketti. Hep birlikte arabadan indik ve karşımızda ki manzara buydu. :)

Tabi babam tarafından, böyle bir yere daha önce alıştırılmamıştık. Yadırgayıverdik bir anda :) İşte bu tekne ve sahilin hemen yanındaki kaldırımlık kısıma bir grup balıkçı tezgah açmışlar, hem balık satıyorlar hem de sattıklarının balıkların hepsinden müsterilerinin isteğine göre pişirip servis yapıyorlar.



Biz gittiğimiz zaman Ramazanın hemen öncesi, yaz dönemi sayılabilecek bir zamandı ve öyle çok fazla balık çeşiti yoktu malesef. İşte ital palamut denilen azcık büyük Uskumru ve Çipura vardı, biz ital palamut sectik, adam başı 2 balık yani 4er yarım. 6 kişiydik 12 balık söyledik yani, ilk yok yiyemeyiz derken babamı ilk defa bu kadar ısrarcı görünce dayanamadık canım :) peki dedik. :) Ben böyle yemek yemeği beklerken daha bir acıkıyorum, acep size de böyle oluyor mu bilmem ama o yüzden pek bir sabırsız olurum. Ama ne mutlu ki burada ki abiler olayı çözmüşler ve seni çok bekletmeden 5 dakika da Beşiktaş modunda balıkları hemencecik pişirip önüne koyuyorlar.



He Heytt öyle çatallı, kaşıklı yemek bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Adamlar tüm balıkları pişirim böyle folyaların üstüne koyup, yanına roka-soğan-maydonoz ve pul biberden oluşan bir salata ve balık başına yarım ekmek getiriyorlar. Siz de bunları afiyet bal şeker olarak yiyorsunuz. Hayatınızda yiyebileceğiniz en lezzetli balıklardan bir bölümünü burada yiyebileceğiniz konusunda ben adamlara kefil oluyorum. 1 Balık ekmek,salata, içeçek adam başı 6tl verdik yanlış hatırlamıyorsam. Mekanın net adresini bilmiyorum ama Üsküdar tarafından Beykoz korusuna girmeden yaklaşık 50-100m azcık geride kalıyor zaten balıkçıları görürsünüz. Yolunu düşerse ve karnınız aç ise buraya kesinlikle uğramalısınız.

14 Ağustos 2009 Cuma

Enfes Çipura Izgara nasıl yapılır? :)

Efenin gezilesi - görülesi yerler derken, güzel mekanlar, tadınlar yenmeyecek lezzetler derken, şimdide burada yemek tarifi verme kararı aldım. Önceki blogumda da yemek tarifleri kategorim vardı ama daha sonra, arkadaşlarımızla giriştiğimiz birtabak.com projesi ile blogumda yemek tarifi yayınlama işini askıya almıştım. Akabinde ve detayında burada buna devam etme kararı aldım. Merak etmeyin öyle, sabah akşam yemek tarifi ekleyecek değilim. Sadece ayda yılda bir tane tarif eklenirse eklenir. Onlarda genelde ekabir adamlara hitap edecek tarifler olur.


Bunları da sadece, lezzet avcılığı yazılarımız için, insanlar sen de kim oluyorsun, biz bunların güzel olduğunu neye güvenip anlayabiliriz sorularına bir cevap niteliğinde ekleyeceğim. Bunu yapmakta ki amacım sadece yemek yemem, yemek yapmasını da iyi bilirim :) demek. Halihazırda laf salatası yaptığımın farkındayım. :) Efenim, yemek tarifi etiketimizin ilk misafiri, geçtiğimiz günlerde evde can sıkıntımı yenmek için kendi elcağızlarımla yaptığım ızgara Çipura tarifi olacak. Eskiden bloga tarif eklememden kaynaklanan bir fotoğraf çekme alışkanlığım vardır benim. Bu işlemi de adım adım fotoğrafladım.
Malzemeler:
-Kişi başına 1 adet düşecek şekilde irilerinden çipura balığı (kg fiyatı yaklaşık 10tl)
-7-8adet yeşil biber (közlemek için)
-Mangal yakmak için gerekli malzemeler

Hazırlanışı:
Balıklar iyice temizlenir/ya da balıkçıya temizletilir, akabinde iyice yıkanır. Üzerlerine çapraz çizikler atılır (içinin iyi pişmesi için)
Güçlü bir mangal ateşi yakılmalıdır. Kömürler iyice köz olduktan sonra balıklar telin üstüne koyulur. (telin bir müddet kızdırılması, yapışmaması için iyidir, ateşin üstünü de tuz serperseniz ızgara yaparken ateş alev almaz) Yaklaşık 15 dakika balıklar çevirerek pişirilir. Pişirirken acele etmemeniz, lezzetli bir balık yemeniz için, şiddetler tavsiye edilir. Son olarak aşağıda ki fotoğrata olan görünüm elde edilir ve balık 10 parmağın işin içine karışmalı ile afiyetle yenir bitirilir. Şimdiden afiyet bal şeker, lop lop et olsun...