27 Ekim 2013 Pazar

Şanlurfa'nın Saklı Cenneti; Halfeti


Şanlıurfa garip bir memleket. Kendi içinde tahmin edemeyeceğiniz güzelliklere sahip. Halfeti de bunlardan sadece biri. Geçtiğimiz günlerde bir vesile Şanlıurfa'ya yolum düştü. İyi ki de düşmüş. Bir önceki yazımda Urfa Sıra Gecesinden bahsetmiştim. Bu yazımda da Halfeti'yi anlatmaya çalışacağım size. Halfeti tam olarak çöldeki vaha gibi bir yer. Urfa merkeze yaklaşık 130 km mesafede. Ve Urfa'dan Halfeti'ye gitmek yaklaşık 2 saat sürüyor. Bu yolun 80 kilometresi çevreyolu geriye kalan kısmı köy yolu gibi. İnsanı gerçekten yoruyor. Ama aşağıdaki manzarayı görünce bence yorulduğunuza gerçekten değer. 


Halfeti'ye gitmek için Şanlıurfa otogarın alt katından kişi başı 15 TL vererek Halfeti minibüslerine biniyorsunuz. Eğer araç gelir gelmez binebilirseniz oturarak gidebilirsiniz yoksa ayakta kalıyorsunuz. Emin olun o yolu ayakta gitmek istemezsiniz. 


Halfeti günümüzde eski ve yeni Halfeti olmak üzere ikiye ayrılmış. Daha doğrusu Halfeti baraj suları altında kalınca devlet Halfetililere yaklaşık 7-8 km ileride tepelik alandan yeni yerler tahsis etmiş ve insanlar oraya taşınmışlar. Ama anladığım kadarıyla eski Halfeti denilen cennet mekanda da hala yaşayan insanlar var. Ki ben de olsam bu güzelliği bırakıp yeni Halfetiye taşınmazdım. :) 

6 Ekim 2013 Pazar

Bursa'da En İyi İskender Nerede Yenir?

Dün yazdığım Urfa'da Sıra Gecesi yazımda aslında yazılmayı bekleyen çok yazının olduğunu söylemiştim. Dünün ardından bugün de fırsat bulunca hızlıca bir yazı yazayım istedim. Geçtiğimiz aylarda bir vesile eski mesai arkadaşlarımla Bursa'ya günübirlik bir gezi yapma şansımız olmuştu. O günle ilgili Bursada en iyi pideli köfte nerede yenir? yazısını sizinle paylaşmıştım. O gün pideli köfte yediğimiz yere aslında bir iskenderciyi arayarak gitmiştik. Yani amacımız pideli köfte değil, iskender yemekti. :) 

O gün hiç olmasın 10-15 kişiye İstanbul'dan geldiğimizi ve kebap yemek istediğimizi söyleyip, "en iyi kebabı nerede yiyebiliriz?" diye  sorduk. Neredeyse herkes bize sadece iki yer söyledi. 

Bunlardan ilki Tayyare Kültür Merkezi yanındaki Kebapçı İskender bir diğeri ise, Bursa eski garajdaki Uludağ Kebapçısı Cemal ve Cemil Usta 'ydı. Biz arkadaşlarımla olan gezimde Kabapçı İskender'i seçtik, ama ondan önceki iş seyahatimde de Cemal ve Cemil ustalarının iskenderlerinin tadına bakmıştım. İkisinde de fiyatlar neredeyse aynı, ama önündeki sıraya aldandığımdan mıdır bilmem ama sanki lezzet noktasında Kebapçı İskender bana bir tık önde gibi geldi. Ama her olursa olsun her ikisi de herhangi bir yerde yiyeceğiniz iskenderlerden çok üstün bir lezzeti sizlere sunuyorlar. Eğer yolunuz Bursa'ya düşerse ben ikisini de hiç çekinmeden tavsiye ederim. Gerçekten hem gittiğinize hem de ödediğiniz ücrete sonuna kadar değecek. Bu arada yemeğin yanında "ŞIRA" içmeyi de sakın unutmayın olur mu? =))



5 Ekim 2013 Cumartesi

Urfa'da Sıra Gecesi

Ne yazsam ne yazsam? Buraları o kadar çok boşladım ki anlatamam ama yalnızca gezi blogumu değil, erdalerdogdu.com 'u da, yemek blogumu da çok boşluyorum. Aslında yazacak o kadar çok konum var ki anlatamam ama her ne hikmetse kendime yazma fırsatları yaratamıyorum ya da yazmayı o kadar önemseyemiyorum. İşin arka tarafında tüm bloglarım için hazırda bekleyen onlarca yazının olduğunu bilmekse beni ister istemez üzüyor. Ama gün gelip kendime çeki düzen verdiğimde emin olun yazmak için fırsatlar yaratıp, çokça ve faydalı olacağına inandığım yazılarla karşınızda olacağım. =)) 

Geçtiğimiz günlerde bir vesile Şanlıurfa'ya gitme fırsatım oldu. İlk gidişimdi ama bundan sonra sık sık gideceğim. Şimdi diyeceksiniz "erdal urfa'ya gitmişsin, yaza yaza sıra gecesi mi yazdın" diye ama en basit bu geldi bana, yazıp aradan çıkarmak istedim, yoksa kapsamlı bir Urfa, Şanlıurfa yazısı yazacağımdan şüpheniz olmasın. :) 

Urfa, Şanlıurfa deyince akla neler gelir, Harran, Balıklı Göl, Çiğköfte, Sıra Gecesi, Şıllık Tattlısı, Halfeti, Eyüp Peygamber, Urfa Kalesi, Urfa'nın Çarşıları, Bakırcılar ve nicesi. Şanlıurfa tarihin, lezzetin, kültürün birbirine harman olduğu tadından yenmeyecek, gezerek bitirilemeyecek güzellikte şehirlerimizdenmiş. 

Bazen kendimize (Türkiyelilere) o kadar kızıyorum ki, burada, bu ülkede yaşıyoruz ama ülkemizi ne kadar geziyoruz, biliyoruz? Belki bunda maddi açıdan aşağı düzeyde bir toplum olmamızın etkisi var ama ben İstanbul'da yaşayıp İstanbul'un güzelliklerini, tarihi yerlerini, Denizli'de yaşayıp Pamukkale'yi bilmeyenlere kızıyorum. Bu arada ben de bu insanlardan biriyim, 27 yaşında olup, Urfa gibi binlerce yıllık bir tarihe sahip ve ülke sınırlarım içinde olan bir şehre ilk kez gitmiş olmak beni gerçekten üzdü. Umuyorum bu bahtsızlığı yenip, ülkemizin güzelliklerini görme fırsatını elde edebilirim.

Neyse siyaset yapmayı bırakıp konumuza geri döneyim. Urfa'ya gitmişken sıra gecesine gitmemek olmazdı. Özellikle merkezde (Balıklı göl civarında) düzenli olarak bu işi yapan mekanlar mevcut. Bölgede içkili mekan görmedim ben de zaten alkol kullanmadığım için mevcut olan 4-5 alternatif içinden Balıklı Göl'ün tam karşısındaki Çardaklı Köşk isimli mekanı seçtim. (Aslında bunda kaldığım otel Gülpalas'taki Zeynel abinin tavsiyesi etkili oldu)

Saat 19.00 gibi müzik başladı, hemen oturmamızın ardından ikrama içli köfte, fındık lahmacun, soğuk ayran çorbası (buğdaylı), ezme ve ayranla başladılar, bunları bitirmemizin ardından kebap tabağını (patlıcan kebabı, tavuk şiş, yanında acı mı acı közlenmiş biberler) getirdiler, sıcak lavaşlarla birlikte yememiz yaklaşık 45 dakika sürdü, fotoğrafta göründüğü kadar küçük ve az değil çünkü :) neyse onu da yiyebildiğimiz kadar yedikten sonra termosla kaçak çay getirdiler yalanım yok 6 ya da 7 bardak çay içtim, sonrasında çiğköfte getirdiler, ben çok acı yiyemediğim için hem kebabın yanındaki biberleri (çok severim) yiyemedim hem de çiğköfteyi yiyemedim ama tadına baktım, gerçekten başarılıydı. Çiğköfteyi yememizin ardından saat 22.00'a gelmişti ve kalktık ama servis yapan arkadaş bizi merdivenlerde yakalayıp, tatlıyı yemediğimizi, mırra içmediğimizi, yemeden bırakmayacağını söyledi ve salondan çıktığımız için geri dönmeyip çardaklı köşkün çardak bölümünde balıklı göl ve kale manzarasında tatlımızı yedik. Şıllık tatlısı bence hem çok hafif hem de acayip lezzetliydi. Bu arada fark ettiğimiz bir şey vardı, mekanın farklı bölümlerinde gruplar için özel sıra geceleri vardı. Eğer kalabalık bir grupla giderseniz neredeyse tüm oteller ve mekanlar size bu hizmeti sunuyormuş. Kapalı grup eğlencesi bence çok daha lezzetli olabilir. :)

Biz bu kadar lezzet ve eğlence karşılığında kişi başı 45 TL verdik. Bence fiyat da gayet uygundu. Eğer yolunuz düşerse ben burayı tavsiye ederim. 


31 Mayıs 2013 Cuma

Türkiye’nin ilk sosyal belgesel projesi başlıyor!

İZ TV “İzini Bırak” projesi ile Türkiye’nin yeni belgeselcilerini arıyor

Türkiye’nin ilk belgesel kanalı İZ TV’nin belgesel çekmek isteyen yeni yeteneklere fırsat sunmak ve belgeselcilik alanında yeni isimlerin yetişmesine katkı sağlamak amacıyla başlattığı yeni projesi “İzini Bırak”, Türkiye’ye yeni belgeselciler kazandıracak.



Digiturk platform üzerine 18. Kanalda yayın yapan Türkiye’nin ilk belgesel kanalı İZ TV tarafından başlatılan İzini Bırak projesi ile katılımcılara dünyaya iz bırakma fırsatını sunuyor. “İzini Bırak” projesi kapsamında Belgesel Akademisi ile İZ TV'nin deneyimli belgesel ekibi tarafından projeye özel hazırlanan, belgesel çekme teknikleri de dahil olmak üzere pek çok konuda eğitici videolardan genç belgeselci adaylarına teorik ve pratik eğitimler verilecek.

26 Mayıs 2013 Pazar

Bursada en iyi pideli köfte nerede yenir?

Geçtiğimiz günlerde eski mesai arkadaşlarımla günübirlik bir Bursa çıkarması gerçekleştirdik. Tamamen foodtrip mantığıyla sadece yemek yemek üzerine kurulu bir gezi vardı planımızda.

Yanımdaki arkadaşlarımdan biri, çocukluğunda gittiği ve hala lezzetini unutamadığı bir iskender kebapçısından bahsedip duruyordu. Adı da Hacıbey'miş. Tüm Bursa'yı dolaşıp tüm açıkmışlığımızla Hacıbey kebapçısını arayıp durduk. Kime sorduysak bizi Kayhan çarşısındaki kebapçıya gönderdi. Biz de koştura koştura gittik. Kabpçıya girdik ve hiç sormadan 1,5 porsiyon kebap söyledik. Ve karşımıza iskender yerine pideli köfte geldi. :)

O ana kadar bir pideli kebap yapan yere girdiğimizi bilmiyorduk. Ama şans eseri de gitmiş olsak Bursa'nın en iyi pideli köfte yapan yerine girmişiz. Ve hazır gelmişken. Bu lezzetin tadına afiyetle baktık. Ben kendi adıma ilk kez pideli köfteyi duydum ve yedim. Ama eğer yolunuz Bursa'ya ve Kayhan çarşısına düşerse muhakkak buraya uğrayın.
1,5 porsiyon pideli köfte ücreti 17 TL.



Pideli köfte görünüş itibariyle iskenderin köftelisi gibi. Köftesinin lezzeti ise, sokakta yediğimiz tükrük köftesi diyebileceğimiz köfteler gibi enfes ve leziz.

23 Mayıs 2013 Perşembe

Üsküdar Yeşil Mavi Nargile Cafe

Üsküdar'ı bilmeyen var mı acaba?
 Üsküdar benim İstanbul içinde sevdiğim semtlerin en başında gelir, boğazı en güzel seyreyleyebileceğiniz mekanlara sahiptir. Çamlıca tepesi, fethipaşa korusu, Paşalimanı, ve Yeşil Mavi sadece bunlardan bazıları. 
Üsküdar sahilden fethipaşaya yani beylerbeyine doğru yaklaşık 1km yürüdükten sonra sağ tarafınızda ki tepede Yeşil Mavi Nargile Cafe mekanını görebilirsiniz. Bence geliniz görünüz ve boğazı bir de buradan seyrediniz.