27 Şubat 2010 Cumartesi

Genc Gezginler Seyahat Bursu Yarısmasi Galibi - Mustafa Ozturk ve Umit Orhan

Dün ff'te bir arkadasımın yaptığı duyuruyu gördüm. Daha önce 1-2 yerde karşılaştığım ama tanışma fırsatı bulamadığım ama hakkında duyduklarım ile, sosyal medya ve blogundan takip ettiğim kadarıyla tanımadan sevdiğim arkadaşlarımdan biri olan Mustafa Öztürk şöyle bir feed girmişti; 'Ey sevgili FF dostlarım :) Beni ve Dostum Ümit'i bu yaz interrail ile sırasıyla Plovdiv, Prag, Viyana, Berlin, Amsterdam, Paris, Lyon, Milano, Roma, Atina şehirlerine götürecek seyahat bursu için desteklerinizi bekliyorum :) budur!'u işaretlemeniz yeterli :)' . Bu feedi gördükten sonra Mustafa'nın feed içinde verdiği linklere gittiğimde Özlem Pansiyon adlı blogun 'Genç Gezginler Seyahat Bursu' adlı bir yarışma düzenlediğini duydum. Öncelikle kendi adıma üzüldüğümü söylemeden edemem, çünkü malumunuz ben de nacizane gezmeyi ve gezdiğim yerleri kelimelerim yettikçe yazmaya çalışan biriyim. Ki bu burs için gereken en önemli 2 özellik bunlarmış. Ama akabinde Mustafa Öztürk'ün ve arkadası Ümit Orhan'ın bu yarışmada 12. finalist olduklarını okudum ve sevindim. Önce yukardaki dediğim sebepten dolayı Mustafa'yı kıskanmadım dersem yalan olur, bunu ff'te feedin altına yazdığım yorumda da şu şekilde dile getirdim zaten; 'Bak Mustafa, kıskandım şimdi seni, bütün finalistleri inceledim yazılarını okudum, içlerinde ben yoksam, bence senin kazanman için de bir mahsur yok, :) eğer ekstra olarak yapmamız gereken bir şey varsa dm atabilirsiniz, Çok bebe bir blog olsa da ben de şurada nacizane gezi notları yazıyorum: http://erdallageziyorum.blogspot.com/ eğer ekstra bilgi verirsen, sizin için yazı da yazabilirim... :) Şimdiden başarılar... '

Ve orada da dediğim gibi şimdi Mustafa'yı desteklemek, onun bu bursu kazanması için bu yazıyı buraya yazıyorum. Çünkü ben Mustafa'nın bu bursu ne kadar istediğini az biraz anlayabiliyorum ve düşünüyorum acaba ben olsam ne kadar isterdim diye ve cevabım; 'çok ' demek ki Mustafa'da bu bursu kazanmayı ve inter-rail seyahatine çıkmayı çok istiyor. Mustafa biliyorsun daha önce sosyal medya kullanıcıları buna benzer bir çok kampanyayı aldıkları destekler ile kazandılar ve sen de bu yarışmayı bir aksilik olmazsa kazanacaksın bundan şüphen olmasın. O yüzden ben şimdiden; 'Genc Gezginler Seyahat Bursu Yarısmasi Galibi - Mustafa ÖztÜrk ve Ümit Orhan.' şeklinde bir başlık attım. Ama tekrardan başarılar dilerim. Umuyorum ki elemeler sonuçlandığında hep birlikte çok sevineceğiz. Bir de 4 kişi için bu burs verilecekmiş şimdiden sizinle birlikte bu tura katılacak arkadaşlara, 'çok şansşlı olduklarını, çünkü çok iyi 2 adamla bu tura çıkacaklarını' söylemek istiyorum. Diğer arkadaşlarda kazanamadıkları için çok üzülmesinler çünkü bir gün onlar da eminim daha güzel seyahatlare, gezilere çıkacaklar. :)

Saygı ve Selamlarımla

5 Şubat 2010 Cuma

Üsküdar - Çengelköy - Çınaraltı Aile Çay Bahçesi

İstanbul içerisinde her ne hikmetse Anadolu Yakasını daha bir çok severim ben. Belki burada doğduğum içindir, belki daha sessiz sakin olduğu içindir, belki daha Avrupa Yakası gibi modernleşemediği içindir. Her nedense neden mümkünse bu sevgim hep kalsın.. :)
Anadolu Yakası deyince de insanın aklına Kadıköy, Üsküdar ve Beykoz gelir herhal. Çünkü buralar sahil kenarıdır ve çok uzun sürelerdir yaşam alanı olarak kullanılan eski alanlardır. Bunların içinde de Üsküdar'ın yeri ben de ayrıdır. Çamlıca olsun, Fethipaşa olsun, Beylerbeyi, Çengelköy... Gerçekten görülesi alanlar içinde.

Bugün size aslında birçoğumuzun bildiği ama nerede olduğunu çıkaramadağı bir mekan olan. Çengelköy Çınaraltı Çay Bahçesini tanıtayım istedim.



Burayı bana yakın ve benden büyük olan jenerasyon bir zamanların efsane televizyon dizisi olan Süper Baba'dan bilirler. O zaman dizide işletilen kahvehane burasıydı. Bu mekan o diziden önce de vardı, diziden sonra da orada kaldı :)


Ben mümkün oldukça İstanbul'a her geldiğimde buraya bir kere gider, cayımı kahvemi içerim. Şimdi yanında yeni mekanlarda var ama burasının adı da tadı da bir başka geliyor bana. Yazında kışında ayrı güzel. Ama yazın bir haftasonu simidini, poğacanı ya da böregini alıp gelip burada yapılacak bir kahvaltının tadını size anlatamam. Hele de yanınızda sevdiğiniz insanlar varsa...




Derseniz niye çınaraltı çay bahçesi diye, iste adını bu üstte gördüğünüz kocaman çınardan alıyorda o yüzden. :)



Buarayı size uzun uzun anlatmayacağım ama bir gün yolunuz İstanbul'a, Üsküdar'a düşerse oradan bir minibüs ya da dolmuşa binip 10 dakika içinde boğaza karşı kendinize demli bir çay ısmarlayabilirsiniz. Hmm, bir de eğer İstanbuldaysanız ve hala buraya bir şekilde gelmediyseniz, bilin ki benim size söyleyecek sözüm yok. :) Üsküdar'a, Çengelköy'e gelip, çınaraltı nerede diye sorarsanız, herhal körler bile size burayı gösterir.
not: fotoğrafları cep telefonum ile çektim, yanımda makinem yoktu, hem akşamdı hem de hava kar yağışlıydı ama yine de mekanın sıcaklığını sizlere ulaştırabilmişimdir umarım.. :)





4 Şubat 2010 Perşembe

Enfes Kadayıf Dolması Nasıl Yapılır? :)



Efenim Selamlar,
Çok ama çok uzun zaman sonra tekrardan merhaba. Malumunuzdur burası geçtiğimiz yaz içerisinde tamamen zevk için açtığım gezi ve lezzet blogum. Tabi okul dönemi içerisinde olduğumuz için çok fazla gezip-tozup, yeyip içemiyoruz dolasıylada buraya çok aktif şekilde yazamıyorum.

Ama hazır şimdi ara tatildeyken, bir kaç yazı yazayım dedim. Ne dersiniz iyi etmiş miyim?:) Şimdi burası için gezi ve lezzet blogu dedik ama içinizde elbet diyenler olacaktır, oğlum işin gücün mü yok, hem sen kimsin, nesin de bize ideal/güzel mekanlar, lezzetli yemekler tavsiye edeceksin de biz de sana kanıp oralara gideceğiz? Bunda sonuna kadar haklısınız. :) İşte dedim ya tamamen zevk. :) Ama ben birçok konuda zevkli olduğuma inanırım. Bunlardan biri de damak zevkimdir. Çünkü ben neredeyse yediğim her yemeği, biraz uğraştıktan sonra yapabilecek kadar, azcık aşçılık yeteneğine sahibim. Bunu da zaman zaman bu blogda göstermeye çalışıyorum ki siz de bana daha rahat güvenebilin. :) ( lütfen bakınız... :) ) (Ama tabiki gerek gezi konusunda gerekse lezzet konusunda benden çok daha profesyonel olarak bu işi yapanlar var. Eğer daha iyi işler görmek daha güzel bilgiler öğrenmek isterseniz gezi konusunda Sevgili Sevil Mert'in Çok Okuyan Çok Gezen adlı Gezi Blogunu, lezzet konusunda ise Sevgili Uğur Samsa'nın Tarif'i Yemek adlı lezzet blogunu takip edebilirsiniz. Çünkü ben de beğeniyle takip ediyorum onları. :)


İşte bugünde sizlere bir lezzet tarifi sunacağım. Güzel Anadolumuzun en güzel şehirlerinden biri olan Erzurum'a ait yöresel bir lezzet. Kadayıf Dolması. Gerçekten çok iddalı ama bir o kadar da basit bir lezzet... Benim ilk deneyimimdi ama bu kadar iyi ve lezzetli olacağını tahmin dahi edemezdim...


Öncelikle Malzemeleri yazalım, zaten sonrasında fotoğraflar size yardımcı olacaktır.

Biz;

500 gr taze tel kadayıf,

150 gr ceviz içi,

4 yumurta,

1,5 su bardağı zeytinyağı,


Şerbeti için; 3 su bardağı su, 2 su bardağı şeker, yarım limon kullandık.


Öncelikle tek kadayıflar tel tel hale getirilir.




Sonrasında uzunlamasına olacak şekilde avuç içine yayılır ve alt kısmında bir miktar uzun bırakılır üst kısmı (kadayıf torbası-bütün kadayıflar) koparılmadan sarılmaya başlanır.





Kendini topladığı hissedildiğinde kadayıf yumağı tarafından koparılır ve aşağıdaki gibi kalın bir dolma görünümü alır.



4 yumurta genişce bir kap içinde iyice çırpılır. Ve kadayıf dolmaları bu yumurta içine bandırılır.




Yumurtanın içine daldırıp çıkardıktan sonra biz bi müddet boş bir kap içinde bekletmeyi tercih ettik.



Daha sonra iyice kızdırılmış bolca yağın içinde kadayıf dolmaları 3-4 dakika kadar kızartılır.





Kızarınca aşağıda ki gibi bir görüntü alıyor, ben yememek için kendimi zor tuttum :)






Hmm bu arada bir püf nokta daha var, mümkünse şerbeti kadayıf dolmalarını kızartmaya başlamadan önce, hazırlayın ve soğuması için bekletin çünkü kadayıf dolmaları sıcak, şerbet ise soğuk olucak.




Bütün kadayıf dolmaları için bu işlemi tekrarlayın. Yarım kg kadayıftan biz yaklaşık 20 tane kadayıf dolması çıkardık. Bu da yaklaşık olarak 8-10 kişilik oluyor demek.





En sonunda kadayıf dolmaları azcık ılık şekildeyken, yanına kaymak ve ceviz parçası koyup. Servis yapın...




Afiyet bal şeker lop lop et olsun ...:)


En sonunda ablamla yaptığımız kritik sonucunda, dolmalar sarılırken, cevizin yanına tarçın ve şeker koyulursa sanki daha güzel olacağı kanısına vardık. Biz bi daha ki sefer öyle deneyeceğiz. Siz de deniyebilirsiniz...