Geçtiğimiz hafta sonu çok sevdiğim arkadaşlarımla birlikte bir Gaziantep - Şanlıurfa turu yapma fırsatımız oldu. Aslında grup olarak çok önceden beri planladığımız ama anca gerçekleştirebildiğimiz bir etkinlik oldu. Ve yenilen acısıyla tatlısıyla, yağmuruyla sıcağıyla, taksisinde dolmuşunda çalan arabeskiyle her şeyiyle çok ama çok güzel geçen bir gezi olduğunu söyleyebilirim.
Yazımın detaylarına girmeden belirtmeliyim ki bu yazı canınızı çokça çektirecek lezzetli yemeklerin fotoğraflarını içinde barındıracak. :)
Biz uçak biletlerimizi yaklaşık 1 ay öncesinden gidişimiz Gaziantep dönüşümüz Şanlıurfa olmak üzere kampanyalı biletlerden aldık ve kişi başı gidiş-dönüş yaklaşık 160 TL ücret ödedik. Otel rezervasyonumıuz için benim sıkça kullandığım booking üzerinden aldık. Gaziantep'de kişi başı 2 gece konaklama için 100 TL ücret ödedik.
Uçak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını
aynı platformda karşılaştıran uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın,
son üç yıla ait seyahat verilerini inceleyerek hazırladığı Rezervasyon İçin En Uygun Zaman isimli kapsamlı rapor, en ucuz uçak
biletini bulmak için en doğru rezervasyon zamanlarını analiz ediyor. Rapora göre en uygun fiyatlı uçak biletini
bulmak için, tüm destinasyonlar göz önünde bulundurulduğunda, ortalama 27 hafta
önceden aramaya başlamak gerekiyor ancak Türklerin %57’si geç rezervasyon
yaparak en uygun fiyatları kaçırıyor. Raporda ayrıca Türklerin en çok seyahat
ettiği ülkelere ait özel veriler ve bilet fiyatlarının tüm yıl boyunca nasıl
değişiklik gösterdiği de inceleniyor ve uygun fiyata seyahat etmek isteyenler
için çeşitli öneriler yer alıyor.
En
uygun uçak bileti için aylar öncesinden rezervasyon mu yapılmalı, yoksa son
dakika fırsatları mı kovalanmalı? İşte bu soruların cevapları seyahatseverler
için en uygun uçak bileti fiyatlarını yakalayabilmek adına büyük önem
taşıyor. İnternet sitesi ile olduğu
kadar mobil uygulamalarıyla da dünyada seyahat etmek isteyenlerin hayatını
kolaylaştıran ve en hesaplı alternatifleri sunanSkyscanner’ın Rezervasyon İçin En Uygun Zaman
raporu da bu soruların cevaplarını veriyor. Son üç seneye ait internet ve mobil
uygulama üzerinden yapılan tüm uluslararası seyahat aramalarının incelenerek
hazırlanan Rezervasyon İçin En Uygun Zaman raporu, en ucuz uçak bileti
fiyatları için ne zaman rezervasyon yapılması gerektiğini ülkelere göre ortaya koyuyor.
Raporda ayrıca uygun fiyata seyahat etmek isteyenler için çeşitli öneriler yer
alıyor.
Yapılan tüm listelerde ülkemizin en iyileri arasında Fatih Karadeniz Pidecisini bulmak mümkün. Durum böyle olunca buraya gidip enfes pidelerin tadına bakmamak olmazdı. Mekan olarak hem merkezi bir yerde hem de kolay bulunamayacak bir yerde :) Biz Topkapı üzerinden gittik ama dönüşte Unkapanı üzerinden dönünce doğru yolun orası olduğunu fark ettik.
Fatih Karadeniz Pidecisi - Kavurmalı Yumurtalı Pide
Ben yumurtalı pideyi sevmezdim, daha doğrusu görünüşünden dolayı içim almazdı ama burada garson arkadaşımız "abi, kesinlikle kavurmalı yumurtalı yiyin" deyince seni mi kıracağız deyip, tadına bakmayı kabul edip yedim. Gerçekten on numara bir lezzetmiş. Kavurmalı pidenin üstüne cila olsun diye,
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla Ortaköy'e yolumuz düştü. Kendisi daha önce o civara çok yakın bir yerde çalıştığını ve Dereboyu caddesi üzerinde çok iyi bir kurufasülyeci olduğunu söyledi. Hazır öğle yemeği vakti olunca hadi gidelim öyleyse deyip, gittik. Kurufasülye olarak daha önce daha iyilerini yediğimi kendi adıma kesinlikle söyleyebilirim. Ama fasülyesiyle, etiyle, salçasıyla, yağıyla gerçekten çok iyi pişmiş ve gerçekten lezzetliydi. Benim dikkatimi fasülyeden öte daha önce içmediğim sebzeli Osmanlı çorbası çekti. Sırf o çorbadan içmek için oraya defalarca daha gidebilirim.
Bizce Kuru - Osmanlı Çorbası
Benim hastası olduğum tatlılar var, bunlardan biride kesinlikle fırın sütlaçtır. Durum böyle yemeğin üstüne benim gibi sütlaç fetişisti biri tezgah üstünde duran enfes gözüken sütlaçlardan yemese olmazdı.
Bizce Kuru - Ballı Fındıklı Sütlaç
Osmanlı çorbası, kurufaülye pilav ve üstüne enfes bir sütlaç ile burada karnınızı doyurmanız mümkün.
Şanlıurfa garip bir memleket. Kendi içinde tahmin edemeyeceğiniz güzelliklere sahip. Halfeti de bunlardan sadece biri. Geçtiğimiz günlerde bir vesile Şanlıurfa'ya yolum düştü. İyi ki de düşmüş. Bir önceki yazımda Urfa Sıra Gecesinden bahsetmiştim. Bu yazımda da Halfeti'yi anlatmaya çalışacağım size. Halfeti tam olarak çöldeki vaha gibi bir yer. Urfa merkeze yaklaşık 130 km mesafede. Ve Urfa'dan Halfeti'ye gitmek yaklaşık 2 saat sürüyor. Bu yolun 80 kilometresi çevreyolu geriye kalan kısmı köy yolu gibi. İnsanı gerçekten yoruyor. Ama aşağıdaki manzarayı görünce bence yorulduğunuza gerçekten değer.
Halfeti'ye gitmek için Şanlıurfa otogarın alt katından kişi başı 15 TL vererek Halfeti minibüslerine biniyorsunuz. Eğer araç gelir gelmez binebilirseniz oturarak gidebilirsiniz yoksa ayakta kalıyorsunuz. Emin olun o yolu ayakta gitmek istemezsiniz.
Halfeti günümüzde eski ve yeni Halfeti olmak üzere ikiye ayrılmış. Daha doğrusu Halfeti baraj suları altında kalınca devlet Halfetililere yaklaşık 7-8 km ileride tepelik alandan yeni yerler tahsis etmiş ve insanlar oraya taşınmışlar. Ama anladığım kadarıyla eski Halfeti denilen cennet mekanda da hala yaşayan insanlar var. Ki ben de olsam bu güzelliği bırakıp yeni Halfetiye taşınmazdım. :)
Dün yazdığım Urfa'da Sıra Gecesi yazımda aslında yazılmayı bekleyen çok yazının olduğunu söylemiştim. Dünün ardından bugün de fırsat bulunca hızlıca bir yazı yazayım istedim. Geçtiğimiz aylarda bir vesile eski mesai arkadaşlarımla Bursa'ya günübirlik bir gezi yapma şansımız olmuştu. O günle ilgili Bursada en iyi pideli köfte nerede yenir? yazısını sizinle paylaşmıştım. O gün pideli köfte yediğimiz yere aslında bir iskenderciyi arayarak gitmiştik. Yani amacımız pideli köfte değil, iskender yemekti. :)
O gün hiç olmasın 10-15 kişiye İstanbul'dan geldiğimizi ve kebap yemek istediğimizi söyleyip, "en iyi kebabı nerede yiyebiliriz?" diye sorduk. Neredeyse herkes bize sadece iki yer söyledi.
Bunlardan ilki Tayyare Kültür Merkezi yanındaki Kebapçı İskender bir diğeri ise, Bursa eski garajdaki Uludağ Kebapçısı Cemal ve Cemil Usta 'ydı. Biz arkadaşlarımla olan gezimde Kabapçı İskender'i seçtik, ama ondan önceki iş seyahatimde de Cemal ve Cemil ustalarının iskenderlerinin tadına bakmıştım. İkisinde de fiyatlar neredeyse aynı, ama önündeki sıraya aldandığımdan mıdır bilmem ama sanki lezzet noktasında Kebapçı İskender bana bir tık önde gibi geldi. Ama her olursa olsun her ikisi de herhangi bir yerde yiyeceğiniz iskenderlerden çok üstün bir lezzeti sizlere sunuyorlar. Eğer yolunuz Bursa'ya düşerse ben ikisini de hiç çekinmeden tavsiye ederim. Gerçekten hem gittiğinize hem de ödediğiniz ücrete sonuna kadar değecek. Bu arada yemeğin yanında "ŞIRA" içmeyi de sakın unutmayın olur mu? =))
Ne yazsam ne yazsam? Buraları o kadar çok boşladım ki anlatamam ama yalnızca gezi blogumu değil, erdalerdogdu.com 'u da, yemek blogumu da çok boşluyorum. Aslında yazacak o kadar çok konum var ki anlatamam ama her ne hikmetse kendime yazma fırsatları yaratamıyorum ya da yazmayı o kadar önemseyemiyorum. İşin arka tarafında tüm bloglarım için hazırda bekleyen onlarca yazının olduğunu bilmekse beni ister istemez üzüyor. Ama gün gelip kendime çeki düzen verdiğimde emin olun yazmak için fırsatlar yaratıp, çokça ve faydalı olacağına inandığım yazılarla karşınızda olacağım. =))
Geçtiğimiz günlerde bir vesile Şanlıurfa'ya gitme fırsatım oldu. İlk gidişimdi ama bundan sonra sık sık gideceğim. Şimdi diyeceksiniz "erdal urfa'ya gitmişsin, yaza yaza sıra gecesi mi yazdın" diye ama en basit bu geldi bana, yazıp aradan çıkarmak istedim, yoksa kapsamlı bir Urfa, Şanlıurfa yazısı yazacağımdan şüpheniz olmasın. :)
Urfa, Şanlıurfa deyince akla neler gelir, Harran, Balıklı Göl, Çiğköfte, Sıra Gecesi, Şıllık Tattlısı, Halfeti, Eyüp Peygamber, Urfa Kalesi, Urfa'nın Çarşıları, Bakırcılar ve nicesi. Şanlıurfa tarihin, lezzetin, kültürün birbirine harman olduğu tadından yenmeyecek, gezerek bitirilemeyecek güzellikte şehirlerimizdenmiş.
Bazen kendimize (Türkiyelilere) o kadar kızıyorum ki, burada, bu ülkede yaşıyoruz ama ülkemizi ne kadar geziyoruz, biliyoruz? Belki bunda maddi açıdan aşağı düzeyde bir toplum olmamızın etkisi var ama ben İstanbul'da yaşayıp İstanbul'un güzelliklerini, tarihi yerlerini, Denizli'de yaşayıp Pamukkale'yi bilmeyenlere kızıyorum. Bu arada ben de bu insanlardan biriyim, 27 yaşında olup, Urfa gibi binlerce yıllık bir tarihe sahip ve ülke sınırlarım içinde olan bir şehre ilk kez gitmiş olmak beni gerçekten üzdü. Umuyorum bu bahtsızlığı yenip, ülkemizin güzelliklerini görme fırsatını elde edebilirim.
Neyse siyaset yapmayı bırakıp konumuza geri döneyim. Urfa'ya gitmişken sıra gecesine gitmemek olmazdı. Özellikle merkezde (Balıklı göl civarında) düzenli olarak bu işi yapan mekanlar mevcut. Bölgede içkili mekan görmedim ben de zaten alkol kullanmadığım için mevcut olan 4-5 alternatif içinden Balıklı Göl'ün tam karşısındaki Çardaklı Köşk isimli mekanı seçtim. (Aslında bunda kaldığım otel Gülpalas'taki Zeynel abinin tavsiyesi etkili oldu)
Saat 19.00 gibi müzik başladı, hemen oturmamızın ardından ikrama içli köfte, fındık lahmacun, soğuk ayran çorbası (buğdaylı), ezme ve ayranla başladılar, bunları bitirmemizin ardından kebap tabağını (patlıcan kebabı, tavuk şiş, yanında acı mı acı közlenmiş biberler) getirdiler, sıcak lavaşlarla birlikte yememiz yaklaşık 45 dakika sürdü, fotoğrafta göründüğü kadar küçük ve az değil çünkü :) neyse onu da yiyebildiğimiz kadar yedikten sonra termosla kaçak çay getirdiler yalanım yok 6 ya da 7 bardak çay içtim, sonrasında çiğköfte getirdiler, ben çok acı yiyemediğim için hem kebabın yanındaki biberleri (çok severim) yiyemedim hem de çiğköfteyi yiyemedim ama tadına baktım, gerçekten başarılıydı. Çiğköfteyi yememizin ardından saat 22.00'a gelmişti ve kalktık ama servis yapan arkadaş bizi merdivenlerde yakalayıp, tatlıyı yemediğimizi, mırra içmediğimizi, yemeden bırakmayacağını söyledi ve salondan çıktığımız için geri dönmeyip çardaklı köşkün çardak bölümünde balıklı göl ve kale manzarasında tatlımızı yedik. Şıllık tatlısı bence hem çok hafif hem de acayip lezzetliydi. Bu arada fark ettiğimiz bir şey vardı, mekanın farklı bölümlerinde gruplar için özel sıra geceleri vardı. Eğer kalabalık bir grupla giderseniz neredeyse tüm oteller ve mekanlar size bu hizmeti sunuyormuş. Kapalı grup eğlencesi bence çok daha lezzetli olabilir. :)
Biz bu kadar lezzet ve eğlence karşılığında kişi başı 45 TL verdik. Bence fiyat da gayet uygundu. Eğer yolunuz düşerse ben burayı tavsiye ederim.