-Kişi başına 1 adet düşecek şekilde irilerinden çipura balığı (kg fiyatı yaklaşık 10tl)
-7-8adet yeşil biber (közlemek için)
-Mangal yakmak için gerekli malzemeler
Hazırlanışı:
Bir gezi notları yazımıza daha geldik, umarım ki beğenirsiniz. Şimdi karşınızda Edirne. Ben geçmiş dönem içinde Trakya Üniversitesinde okudum ama biz Tekirdağ grubundaydık o yüzden Edirne'yi çok ama çok iyi bilmiyorum, son gidişimle birlikte 5. ziyaretim oldu Edirne'ye. Edirne'nin özelliklerini, güzelliklerini yazmakla, saymakla biter mi bilmiyorum ama elim yettiğince, dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım. Bir eksiğimiz olursa sizler tamamlarsınız. Yazıma; 'Trakya'nın incisi,gönüllerin birincisi,Mimar Sinan şaheseri, Osmanlı Başkenti, Serhad şehri Edirne' diye bir başlık attım, bu başlık aslında Edirne aşığı bir dostumuza ait, bu yazıda kendisinin bana epeyce yardımı oldu. O yüzden öncelikle kendisine bir teşekkür etmek istiyorum.
Bizde bir tabir vardır, 'hanlarıyla,hamamlarıyla,camii ve saraylarıyla buram buram tarih kokuyor' diye işte bu şehir tam anlamıyla böyle bir yer. Adım başı tarih... Edirne için söze başlamanın ilk durağı kesinlikle Selimiye Camii Şerif'i olmalı. Osmanlı Devleti başkenti olma şerefine nail olan bu şehre, Sultan II. Selim'in emriyle ustalar ustası Mimar Sinan tarafından inşaa edilen camii şerif bu ülke toprakları içinde görülesi en ihtişamlı ve tarihi yapıların da başında geliyor. Osmanlı Devleti önemli gördüğü şehirler için hiç ayrım yapmamış, bakarsanız, Bursa'nın tam ortasında bir camii vardır, Ulu camii, şehir camii etrafına inşaa edilmiştir, çünkü hanlar, hamamlar, kervansaraylar, aynı merkez içindedir. İstanbul'a bakalım, tam ortasında Sultanahmet camii'si vardır, kapalı çarşılar, saraylar, o zaman ki şehir merkezi yine aynı yerdedir. Bu özellikleri Bağdat, Şam, İskenderiye gibi Osmanlı kentlerinde de görmek mümkün. Aynı Edirne gibi.
Artı olarak Selimiye çevresinde bir çok tarihi camii, han, hamam kervansaray, halihazırda mevcut ve kullanılabilir durumda. Buralar adım adım yürüyerek gezilebilecek yakınlıkta.
3- Şimdi gelelim Meriç bölümüne; Meriç nehri görüp görebileceğiniz doğal güzelliklerin başında geliyor, Kıyısındaki çay bahçeleri, üzerindeki tarihi köprüsü gezilip görülmeye değer. Meriç köprüsünün diğer tarafına geçtikten sonra artık kendinizi avrupayı görmüş sayabilirisniz :)
Şimdi aşağıda köprünün tam ortasına geldiğinizde bir mahfil var, orada durduğunuzu ve bu köprü üstünden şimdiye kadar geçen insanların kimler olduğunu, bu köprünün ve nehrin nelere, kimlere tanık olduğunu bir düşünsenize, Osmanlı padişahları, sultanları, Ülkemizi kuran devlet büyüklerimiz, balkan ve dünya savaşları, hayal etmek bile çok güç, ama böyle bir zevk yok...
Limanın tam karşısındaki kayalıkların üstünde Şile Kalesi bulunuyor. Artık bir kalıntı halinde dursa da Şile'nin tarihteki önemi gösterircesine gelen tüm misafirlere heybetini sergiliyor. Kayalıklar üzerinden kaleye geçiş yapılması için belediye, küçük bir teleferik yapmış, havanın güzel olduğu zamanlarda ve festival zamanı çalışıyor olmalı. Artı olarak kalenin dinindeki sahilde denize girilebilir durumda ve birçok insan tarafından zaten tercih ediliyor. Bu bölgeye geldik, çayımızı çorbamızı içtik, azcık yürüyüş yaptık,fotoğraflarımızı çekildik ve bu sefer Şile'yi
Ben buraya bilhassa bayan giyim için fotoğraflar koydum ama bay/bayan, çocuk her yaş için onlarca model bulabilmeniz mümkün. Bilhassa çocuk kıyafetleri o kadar güzel oluyor ki anlatamam. Şile merkez çarşısında onlarca Şile Bezi dükkanı bulabileceğiniz gibi, benim size tavsiye edeceğim 2 dükkan fener mahallesinde. Feneri görmek için gittiğinizde hemen onun 100 m ilerisinde karşılıklı olarak 2tane butik dükkan göreceksiniz. Bunlardan bilhassa Selda Butik'te ne ararsanız bulabilirsiniz. (fiyatlar 10tl-50tl)
Şile Bezi alış-verişimizi de yaptıktan sonra, pılımızı pırtımızı toparlayıp, Ağva'ya doğru yol almaya başlıyoruz. Ağva'ya giderken Kabakoz-Akçakese yolu üzerinde yani sahil yolundan gideceğiz,bunun dışında bir de dağ/orman yolu ihtimaliniz var.
Ağva son dönemde ününe ün katar durumda, eskiden bu kadar meşhur muydu bilmiyorum ama son dönemde bilhassa Yeşilçay kıyısına yaplan tesislerin desteği ile her haftasonu Ağva'yı bir tv kanalında görmemek elde değil. Ağva küçük bir yer, en büyük özelliği etrafının Yeşilçay ve Pot deresi olmak üzere 2 dere tarafından çevrilmiş olması. Bununla birlikte deniz2 girmek için plaja ve sahile sahip olması çok güzel. Artık haftasonları kalabalıktan gidilemez duruma gelmiş. Benim size tavsiyem mümkünse yazın haftaiçi gidin, ama Ağva'nın en güzel olduğu dönemler bence ilkbahar ve sonbahar ayları. Kalınacak tesiler bakımından yeterli durumda, restaurantlar ve kafelere sahip, bilhassa derelerin kenarlarında çiftlik restaurantları mevcut ve gittiğinizde mümkünse balık yemeğe özen gösterin, hayatınızda yediğiniz en lezzetli balığı burada yiyebilirisniz.
Bu fotoğraflar pot dersine ait, burada tekne, yunus, deniz bisikleti gezileri yapabilir, kıyısındaki çiftliklerde karnızı tıka basa doyurabilirsiniz. Ve evet bir gezi bidirimizin daha sonuna geldik. Umarım sizin için verimli bir yazı olmuştur. Sormak isterdikleriniz olursa yazının altına yorum olarak yazmanız yeterli olacaktır. Bunların artısı olarak, google'de Şile ve Ağva olarak yaptığınız aramalarda binlerce iyi sonuça kolayca ulaşabilirsiniz.
Saygı ve Selamlarımla
Şimdi seyahat etmek için mecburi olarak bir taşıma aracından yararlanmak zorundayız, ister karayolu, ister denizyolu, ister havayolu, istersek demiryolu son yıllarda ülkemizde bu ulaşım yollarının neredeyse hepsinde bir teknolojik gelişme ve ucuzlama oldu. Devletin ilk önce özel havayollarına izin vermesi, bunun ardından otobüs firmalarının yaptığı kampanyalar akabinde yapılmaya başlanan hızlı tren yolu projeleri. Umuyorum ki gelecek 10 yıl içinde çok rahat ve gelişmiş ülkeler düzeyinde ulaşım ağlarına sahip olacağız. Şimdi konumuza gelelim, Pegasus Airlines benim son 2yılda çok sık kullandığım bir firma. Eğer uçak biletinizi 20-25gün öncesinden alırsanız otobüs firmalarına yakın bir fiyattan hatta çogu zaman onlardan ucuza yolculuk edebiliyorsunuz. Mesela İzmir- İstanbul arası otobüsle 8 saat ve otobüs bilet fiyatı 40 tl (-+ 5tl) uçak bilet fiyatıda eğer benim dediğim gibi alınırsa vergilerle birlikte 39tl ye geliyor ama 1 saat içerisinde İstanbul'da oluyorsunuz. Bu yüzden benim temennim bir an önce özel havayollarının bunu takiben hızlı tren ağlarının gelişmesinden yana.
Az önce mail kutuma Pegasus Airlines'tan bir mail düştü ve ben de bunu sizinle paylaşmak istedim. Pegasus Kış Uçuş tarifesi ile, 20tl ye uçma fırsatı bence güzel kampanya.
Resmin üstüne tıklayarak büyültebilirsiniz, buna artı olarak;
' Bu Kış da Pegasus Moda!!!
Uçmanın en kolay yolu Pegasus,inanılmaz kış tarifesini* sunar. Tanesi 19.99 TL'den tam 100.000 koltuk!Biletinizi hemen şimdi alın, kış boyunca tüm yurtiçi hatlarda avantajlı uçun!49.99 TL'den satışa açılacak Kıbrıs Kış Tarifesi koltuklarınızı da hemen satın alın! * 24 Temmuz Cuma günü satışa açılacak kış tarifemiz 25 Ekim 2009 - 27 Mart 2010 tarihleri arasında geçerlidir. Kampanya biletleri kontenjanla sınırlıdır.' diye bir açıklama var mail içinde.
Daha fazla bilgi almak için Firmasnın internet sitesini ziyaret edebilirsiniz: TIKLAYINIZ
Şimdi her şeyi bir köşeye bırakalım ve şöyle bir konakta yaşadığımızı hayal edelim. Düşünsenize 3-4katlı bir konak, 20'ye yakın oda, tüm çocuklarınızla hatta torunlarınızla aynı evi paylaşıyorsunuz, tüm örtüler, bembeyaz, her şey el işi, özel sohbet odalarınız var, ve kesinlikle ses bir odadan diğer odaya gitmiyor, neredeyse 150yıllık bir ev, her odanın kendine özel banyosu, tuvalti, her oda güneş ışığını eşit alacak, ve bayan erkek çoluk çocuk rahatsız olmayacak şekilde dizayn edilmiş. Size şöyle bir şey desem acaba inanır mısınız? Safranbolu'da bütün evler birbirinin güneşini ve manzarasınız kesmeyecek, komşuyu rahatsız etmeyecek şekilde imar edilmiş. Sizce bu nasıl bir hoşgörüdür. Bence muhteşem. Atalarımız ve Anadolu'da her dönem içinde yaşayan insanlar ne kadar zevkli ve düşüncelilermiş.
Şimdi gelelim bazı ne yapılmalı sorularına? Safranbolu'ya nasıl gidibilir? Biz Safranbolu'ya Kastamonu üzerinden geldik, dönüşte Sinop üzerinden İstanbula geri döndük, yol gerçekten güzel, bu ara biraz yol bakımları olsa da rahat gidip gelebilirsiniz iki yol üzerinden de.
1- Safranbolu bugün eski evleriyle olduğu kadar lokumuyla dünyaya ün salmış bir kentimiz. Çarşıdaki konakların çoğu tarihi lokumcu dükkanları ve gezi odalarına sahipler. Bunlardan birine girip, hem lokum alabilir, hem Safranbolu tanıtım filimlerini izleyebilir, hem klasik Safranbolu evini görebilirisiniz. Bunlar içinde benim size tavsiye edebileceğim. İmren lokumculuk. Belki işleri bu ama gerçekten çok misafirperverler. Lokum almayı unutmayın.
2-Hemen merkezinde Cinci Han Kervan Sarayı var, hamamıyla,lokantasıyla,çarşısıyla bugün halen hizmette ve giitiğiniz zaman ilk göreceğiniz yerlerin başında gelmeli. Ziyaret etmeyi unutmayın.
3-Safranbolu'nun kendine has bağlar gazozu ve Safranbolu simiti var tatlarına muhakak bakın.
4- Karnınız açıktıysa, gerek cinci han içinde gerekse eski çarşı içinde bu ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Benim tavsiyem, merkez lokantası, köftesinin tadına bakmalısınız.
5- Hıdırlık tepesinin tam karşısında, yine Safranbolu'yu tepeden görebileceğiniz, eski hükümet konağı, bugünün kültür ve şehir müzesi var, hem Safranbolu'yu farklı bir açıdan görmek hem müzeyi görmek için buraya uğrayayın.
6-Eğer gerçek bir konak görmek istiyorsanız, Mümtazlar Konağına gidilmeli, nargile ve türk kahvesi keyfi yapılmalı.
7- Safranbolu'nun yaklaşık 10km gerisinde, şu an ülkemizdeki koruma altındaki 2 köyden biri olan Yörük Köyü ziyaret edilmeli. Benim bu köydeki tavsiyem, Sipahioğlu Konağı (gezi evi).
8-Eğer daha eski bir tarih meraknız varsa, Safrabolu yakınlarındaki Eskipazar ilçesinde de Hadrianapolis antik kenti mevcut, eğer şartlarınız müsaitse bence görülmesi lazım.
Ben de bunların hepsinin fotoğrafları var aslında, ama hepsini buraya ekleyip, sizi Safranbolu'ya doyurmak istemiyorum, azcık merak edin ki, gidip görün :) elbet bu yazının altına, gerek Safranbolu'lular gerekse daha önce oraya gitmiş insanlar yada yetkiler yorumlar yazacaklar benim görmediğim duymadığım gitmediğim noktaları yazacaklar, işte o zaman benim yazım tamamlanmış olacak. Ben Safranbolu'ya kendi adıma 10 puan veriyorum ve hepinizin bir gün muhakkak bir şekilde oraya uğramasını tavsiye ediyorum. Saygı ve selamlarımla